Bilişsel gelişim kuramı, Jean Piaget tarafından geliştirilmiş bir kuramdır. Piaget, bilişsel gelişim hakkındaki görüşlerini yaşlara göre dönemlere ayırmıştır. Aşağıdaki yazımızda Duyusal motor dönem ve özelliklerini, işlem öncesi ve sonrası dönemlerin özelliklerini ve soyut dönemi inceleyeceğiz.
Bilişsel Gelişim Kuramının Özellikleri
Bilişsel gelişim nedir?
Bilişsel gelişim genel olarak kişinin kendi çabası sonucunda oluşur. bireyden çevreye doğrudur.
Bilişsel gelişimde öğrenmede yaşadığı denge ve dengesizlik arasındaki döngü kişiyi yeni şeyler öğrenmeye iter.
Çocuklar yetişkinlerin birebir kopyaları değil aksine kendine has düşünme ve anlama becerileri geliştirmiş bireylerdir.
Çocuklar bilgiyi pasif olarak almazlar. Bilgi edinme sürecinde kendi bilgilerini yapılandırırlar.
Piaget zeka ise çevreye uyum yeteneği olarak tanımlar.
Piaget’in bilişsel gelişiminde uyum ve örgütleme fonksiyonel değişmezlerdir.
Bilişsel gelişimde evreler hiyearşik bir düzen içerisinde ve evrensel olarak ilerler. Bilişsel gelişimin evreleri sıra atlamadan ilerler. Bireylerin bu evrelere giriş ve çıkış zamanları evrelerdeki geçirdikleri süre kişiden kişiye değişebilir.
Her evrenin kendine has tipik bir özelliği vardır.
Kişi aynı anda birden çok bilişsel gelişim evresinin özelliğini gösterebilir fakat baskın olan tek bir evre vardır.
Bireyi öğrenmeye güdüleyebilmek için orta düzey bir belirsizlik, dengesizlik yaratmak gerekmektedir
Tüm insanlar soyut işlem dönemine geçemeyebilir.
Bilişsel Gelişim Kuramının Dönemleri
Jean Piaget bilişsel gelişim kuramını 4 evrede ya da dönemde incelemiştir. Bu evreler;
Duyusal Motor Dönem (0-2 Yaş)
İşlem Öncesi Dönem (3-6 yaş)
Somut İşlemler Dönemi (7-11 Yaş aralığı)
Soyut İşlemler Dönemi (12-16 Yaş)
Duyusal Motor Dönemi (0-2 Yaş)
Bebek 2 yaşına kadar duyu organlarına ve vücut hareketlerini kullanarak öğrenir. Etrafındaki nesneleri emerek, ısırarak, koklayarak ayırt etmeye çalışır.
Dönemin başındaki çocuk refleksif davranışlar gösterirken dönemin sonlarına doğru amaçlı davranışlara doğru geçişler olur.
Bu dönem içerisindeki çocuklar kendini dış dünyadan ayırmaya başlarlar. Bebekler ilk doğduklarında kendilerinin farkında değildirler. Kendisini ve dünyayı tek parça olarak algılarlar ancak evrenin sonlarına doğru dış dünyadan ayrışmaya başlarlar.
Bu dönem çocuğunda döngüsel tepkiler görülür. Bebek tesadüfen keşfettiği tepkilerinden haz alırsa aynı tepkiyi sürekli hale getirir.
Bu dönem içerisindeki bebeklerde nesne sürekliliği görülür. Başlangıçta nesneler bebeğin görüş alanından çıktığında onların yok olduğunu zannederler, onları aramazalar ve arkasından ağlamazlar. Belirli bir süre geçtikten sonra duyu alanından çıkan varlığın aslında yok olmadığını anlarlar, aramaya başlarlar ve arkasından ağlarlar.Bu durum bebeğin zaman içerisinde nesne sürekliliği ne kazandığını gösterir.
Not: Nesne sürekliliği belleğin ilk defa kullanıldığının göstergesidir. Aynı zamanda işlevinde başlangıcını haber verir.
Bu dönem içerisinde ki çocuklar çevresindeki kişilere ve varlıklara taklit etmeye başlarlar. Taklit ettikçe ve olgunlaştıkça bellekleri güçlenir bu durum beraberinde ertelenmiş takliti getirir.
Bu dönem çocuklarında ses bulaşması görülür. Birisi ağladığında ortamdaki diğer bebeklerde ağlamaya başlarlar.
Bu dönem çocukları durum ve nesnelere hızlı olarak alışırlar. Bebekler oyun, oyuncak, etkinliklerden çok sıkılırlar.
Bu dönem çocuklarında A değil B hatası görülür. Bebek daha önce saklandığı noktada bulduğu bir nesnenin gözü önünde yeri değiştirilse bile, ilk bulunduğu yerde nesneyi aramasıdır.
Bebek, nesnenin gözünün önünde olduğu son noktaya bir süre baka kalması pasif beklenti olarak adlandırılır.
Bu dönem çocuklarında nesne kimliği kazanılır. Çocuk oyuncak bebeğini diğer bebekler içerisinden tanıyabiliyorsa nesne kimliği kazanmıştır denir.
İşlem Öncesi Dönem (3-6 yaş)
Bu dönem çocuğu zihinsel işlem yapamaz kendince akıl yürütmeleri vardır.
Sembolik dönem (2-4 yaş arası) : Bu dönem çocuklarında sembolik oyunlar görülür. Dil etkili bir şekilde kullanılmaya başlanır. Varlıklar çocuğun zihninde zihinsel sembollere dönüşür.
Sezgisel dönem (4-7 yaş arası): Bu dönem çocuğu mantıklı düşünmeden yoksun kendi doğrularını üretir. Bu doğrular sezgilerinin ürünüdür. Sezgilerine çok güvenir ve doğrularından emindirler. Doğrularının gerekçeleri sorulduğunda ise mantıklı açıklamalar yapamazlar.
Bu dönem çocukları kişinin dış görünümü ne kadar değişirse değişsin onu yine tanır ve aynı kişi olduğunu bilirler. Bu durum kişi sürekliliğinin kazanıldığını gösterir.
Bu dönem çocuklarında döngüsel tepkiler devam eder. Bir önceki döneme göre döngüsel tepkileri daha karmaşık ve daha bilinçli yapılır.
Çocuk bu dönemde gerçek yaşama canlandıran oyunlar oynar ve çevresindeki kişilere sembolik görevler yükler. Evcilik, kovboyculuk gibi bu davranış örüntülerine ise sembolik oyunlar denir.;
Dönem çocuğu insanların doğaüstü güçlerinin olduğuna inanır. Masallarda karşılaştığı bu güçlerin kendisinde de olduğunu düşünmesi sihirli (majik) düşünme olarak adlandırılır.
Dönem çocuğu canlı ve cansız ayrımı yapamazlar. Bundan dolayı canlı varlıklara insani vasıflar yüklerler. Bu duruma animizim (canlandırmacılık) denir. Örnek: Hava bulutluyken güneşin bize küstüğünü sanması animizimdir.
Doğa olaylarından yapay olduğuna inanırlar ve insan eliyle oluşturulduğunu zannederler. Bu düşünce biçimine ise artifikalizm (yapaycılık) denir. Örnek: Hava bulutlu iken birilerinin güneşin önünü kapattığını düşünmesi yapaycılığa örnek gösterilir.
Dönem çocukları benmerkezcilik (çocuk egosantrizmi) algısına sahiptir.Çocuk, doğrusunu ben bilirim, ben biliyorsam herkes biliyor, herkes beni sevsin gibi benmerkezci davranışlar sergiler.
Bu yaş aralığındaki çocuklar birden fazla şeye aynı anda dikkat edemezler. Varlığın tek bir özelliğini görürlerken diğer özelliklerini dikkate almazlar yani deyim yerindeyse resmin tamamını göremezler diyebiliriz.
Bu yaş aralığındaki çocuklar tek yönlü düşünürler. Düşünceyi ya da yaşantıyı tersine çeviremezler sıralama yapamazlar. Örnek: Evden parka gidebilirler fakat geri dönemezler.
Varlıkları ancak bir özelliğe göre sınıflayabilirler.
Bu dönem çocuklarında özelden özele akıl yürütme görülür. Birden çok durumla ilişkili olabilecek bir olguyu tek bir duruma indirgeyerek ilişkilendirirler. Örnek: Doğum günü kutlanan bir çocuğun pasta kesilmemişse doğum günüm kutlanmadı demesi özelden özele akıl yürütmedir.
Ebeveynler bir aradaki çocuklara dışarıdan baktığında birlikte oynuyorlarmış gibi gözükür.Aslında çocuk kendi bireysel oyununu oynamaktadır ve diğer arkadaşlarıyla iletişim kurmamaktadır. Bu durum paralel oyun olarak adlandırılmaktadır.
Birbirleriyle konuşuyormuş gibi yapan çocuklar aslında karşıdakinin dinleyip dinlemediğine bakmazlar.Bu duruma monolog konuşma adı verilir.
Bazen etkinlik esnasında bazense oyun oynarken hep birlikte birbirlerini dinlemeden konuşurlar. Bu duruma da toplumonolog (kollektif monolog) konuşma adı verilir.
Bu dönem çocukları parça ile bütün arasında ilişki kuramazlar.
Çocuklar, benzer iki tepsideki pastaların Birini 5 dilim diğerini ise 10 dilime ayırdığımız zaman bilim sayısı çok olan pastanın daha çok olduğunu düşünürler. Bu durum bu yaş grubundaki çocukların korunumu kazanamadığını gösterir.
İşlem öncesi dönemde yer alan çocuklar belli araç gereçleri belli durumlarda kullanabileceğini düşünür.O aletin farklı bir işe yaramayacağını sonucunu çıkartır. Bu duruma işleve takılma adı verilir. Örnek: Bu yaş aralığındaki çocuklar çakmakla soda şişesi açmayı akıl edemezler. Nesne ve olaylar arasında ilişkilendirmeleri yanlış yaparlar. Bu duruma yanlış bağdaştırma adı verilir. Örnek: Soda almak için sürekli bakkala giden bir çocuk sodanın bakkalda imal edildiğini düşünebilir.
Somut İşlemler Dönemi (7-11 Yaş aralığı)
Bu yaş grubundaki çocuklar artık ilkokula başlamışlar ve zihinden işlem yapabilme yetenekleri gelişmiştir. Dönem çocukları zihinden işlemleri sadece somut durumlarla yapabilirler. Çocuklara sayı sayma öğretilirken abaküs kullanılması bu somutlaştırmaya örnek verilebilir.
Benmerkezcilik yerini empatik davranışlar ve sosyalleşmeye bırakır.
Monolog konuşma yerini sosyal konuşmaya bırakır.
Tersinden düşünebilme yetenekleri gelişir.
Paralel oyunlar yerini paylaşımlı oyunlara bırakır.
Geçmişte yaşadıklarını hatırlayabilirler.
Birden fazla özelliğe dikkat etmeye başlar.
Bu yaş aralığındaki çocuklar (Somut işlemler dönemi) varlığın gözlenen kısımlarına takılma görünmeyen kısımlarında farkında olur. Bu durum dolaylı gerçeği kavrayabilme olarak adlandırılır. Örnek: Yumurtalar boyandıktan sonra yumurtayı tanıyabilir.
Varlıkların görüntüsü değişsede belli şartlar değişmedikçe temel niteliklerin aynı kalacağını bilir.Bu durum korunumun kazanıldığını gösterir. Örnek: Çocuk, elma 4’e bölünse de 3’e bölünse de aynı elma olduğunun farkındadır.
Korunum üç temel düşünceyle ortaya çıkar.
Ayniyet (Özdeşlik) Bir ekleme ya da eksiltme yapılmadığı sürece varlığın uzunluğu, ağırlığı gibi nicelikleri değişmez.
Ödünlenme (Telafi) Bir taraftan kaybedilen diğer taraftan tekrar kazanılabilir.
Dönüşebilirlik Şekli değişen varlık tekrar ilk şekline dönebilir.
Soyut İşlemler Dönemi (12-16 Yaş)
Bu dönemde yer alan çocuklar bütün üst düzey düşünme becerilerini rahatlıkla geliştirebilir. Bu evre bilişsel olarak ulaşılabilecek en son evredir. Birey ileriye doğru planlar yapabilir, geçmişi yorumlayabilir. Felsefi ve ideolojik konulara ilgi artar.
Kişi bu dönemde varsayımlar üretmeye başlar.Varsayımlarına mantıklı cevaplar arar. Bu tür düşünme şekli ise hipotetik düşünme olarak adlandırılır.
Birey, bir problemin tek bir problemden kaynaklanmadığını bilir ve birden fazla alt neden aramaya başlar. Bu duruma da kombinasyonel (birleştirici) düşünme denir.
Bu dönemde yer alan bireyler metabilişsel (üstdüzey) düşünme becerilerini de geliştirir. Kısaca bu durumu bireyin kendi zihnini ve düşünme stratejilerini tanıması olarak düşünebiliriz.
Göreceli düşünme de bu dönemde başlar. Doğruların değişebileceğine inanır.
Ergen benmerkezciliği de bu dönemde gelişir. Birey herkes beni izliyor, kimse beni anlamıyor, ben en doğrusunu bilirim gibi düşüncelere sahiptir.
Tümdengelimsel düşünme soyut işlemler döneminde ortaya çıkar. Bir kavramdan yola çıkarak kavramla ilgili özel kavramlara ulaşabilirler.
Kişisel efsaneler üretirler.Bana bir şey olmaz, ben tamir ederim gibi düşüncelere kapılırlar.
Bu dönemde yer alan bireyler hayatı basite alarak omnipotent düşünmeyi geliştirirler.
İsterseniz Piaget’in dil gelişim kuramı ile okumanıza devam edebiliriniz.